
Kızıldere direnişinin 53. yılında “on”ların mücadele ruhu Türkiye’nin, Kürdistan’ın sokaklarında yankılanıyor. Meydanlar “on”ların sloganlarıyla doluyor. ’71 Atılımının devrimci coşkusu, özgürlük ve insanca yaşam isteği ve umudu faşizmin karanlığını paramparça ediyor.
’71 Atılımı ve Kızıldere direnişi halklarımızın özgürlük, eşitlik, adalet ve dayanışma isteğinin büyük çıkışıydı. Denizler, İbrahimler, Mahirler bu büyük atılımın öncüleri olarak sömürü ve zulum perdesini yırtarak büyük devrimci kurtuluş yolunu açtılar. O ışıklı yol, yolu açanların şehit düşmesine, ardından onbinlerce şehide rağmen hiç boş kalmadı, milyonlar şehitlerine yüreklerine gömerek bu ışıklı yolda yürümeyi, o yolun ışığını kılavuz etmeyi sürdürdüler.
Tüm dünyada özgürlük, eşitlik, adalet ve dayanışma arayışı, insanca yaşam arayışı büyük mücadelelerle sürüyor. Ücretli kölelik düzeninin sahiplerinin “bitti” dedikleri her yerde, her seferinde daha büyük direniş çiçekleri, daha büyük isyanlar ve mücadeleler patlak veriyor. Tüm dünyanın ücretli köleleri; işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, ezilen halklar “biz bitti demeden, özgürlük ve insanca yaşama kavuşmadan bitmez” diyerek, her seferinde ayağa kalkıyorlar.
Kızıldere’yi yaratan bilinç ve irade tam olarak buydu. Güçlü bir dünyayı ve ülkeyi anlama iradesi, özgürlük, devrim ve sosyalizm için büyük mücadele azmi, bükülmez ve kırılamaz devrimci irade, kararlılık ve eylem gücü; işte Kızıldere’deki direniş gücünü yaratan bunlardı.
19 Mart’tan bu yana tüm sokakları, meydanları, hayatın her alanını dolduran özgürlük ve eşitlik bilinci, kurtuluş iradesi tam olarak Kızıldere’yi yaratan bilinç ve iradeyle aynı kökten, aynı damardan, aynı direniş ve isyan ruhundan geliyor.
Kızılderenin ruhunu, direniş ve isyan iradesini bilinçte ve eylemde daha güçlü, daha ileri bir düzeyden kuşanma zamanıdır. Mahirlerin, Denizlerin, İbrahimlerin, Ulaşların, Tamerlerin devrimci azmiyle görevlerimize, isyana sarılma ve büyütme zamanıdır.