1 Mayıs 2025’i 19 Mart’ta başlayan bahar isyanının iradesi ve ateşiyle karşılıyoruz. Bu iradeyi, bu isyan ateşini büyütmek için 1 Mayıs’ta tüm işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar, ezilen halklar ve inançlar olarak alanları dolduruyoruz.
1 Mayıs sömürüye, zulme, ücretli köleliğe karşı isyan günüdür. Boyun eğmemenin, özgürlük ve insanca yaşam ateşinin hep diri olduğunu gösterme günüdür.
AKP-MHP faşizminin kurduğu soygun ve terör düzeni halklarımıza, gençliğe, emekçilere, kadınlara ve tüm ezilenlere boyun eğdirememiştir, diz çöktürmemiştir. Bahar isyanı faşizmin toplumu baştan aşağıya tüm hücrelerine değin çürütme uygulamalarına karşın, hala dipdiri bir gençlik olduğunu, hala işçilerin, emekçilerin, kadınların, ezilenlerin mücadeleye büyük bir güçle sahip çıktığını göstermiştir. Milyonlarca insanın, ülkenin dört bir yanındaki büyük öfkesi, muazzam özgürlük ve insanca yaşam çığlığı umutsuzluğun karanlık bulutlarını darmadağın etmiştir.
Bir kez daha gördük ki, çelişki varsa çatışma da vardır, karanlık varsa aydınlık da vardır, baskı varsa özgürlük eylemi de vardır, geleceksizlik varsa yeni özgür, adil bir dünya kurma umudu ve eylemi de vardır. Bahar isyanı tam da bu aydınlığın, umudun, özgürlüğün, insanca yaşam isteğinin pırıl pırıl ışıldaması olmuştur.
Bahar isyanını büyütmek, kalıcı kazanmalara dönüştürmek için işçi sınıfı ve diğer halk kesimleriyle buluşturmak gerekiyor. Onu ateşini her yeni fırsatta harlamak gerekiyor.
İşte 1 Mayıs; tüm dünya işçilerinin, emekçilerinin, ezilen halkların mücadele ve isyan günü olarak, bahar isyanını sürdürmenin, büyütmenin eşsiz bir zeminidir. Bahar isyanlarını, 1 Mayıs’ın anlamı ve tarihsel mirasıyla buluşturuyoruz. 1 Mayıs’ta özgürlük ve insanca yaşam isteyen tüm gençler, işçiler, emekçiler, kadınlar, ezilen halklar olarak her yerde alanları Bahar isyanının sloganları ve mücadele ruhuyla doldurmak için yürüyoruz.
Kardeşler
Mücadelenin başkenti olan İstanbul’da 1 Mayıs’ın nerede yapılacağına ilişkin tartışmalar sürmektedir.
Dün de, bugün de ve yarın da isyanların, halklarımızın ayağa kalkışının simgeleştiği mekan Taksim’dir. Ama en çok bugün böyledir; Bahar İsyanına İstanbul’da katılan milyonlar, tüm yasaklara, gazlı, joblu, işkenceli, plastik mermili saldırılara rağmen, isyanı bir direniş simgesi ve mekanı olan Taksim’e taşıma iradesi ortaya koydu. Devrimciler, demokratlar, özgürlük ve insanca yaşam isteyenler bu iradeyi, bu talebi 1 Mayıs’ta net bir tutumla sahiplenmeli, 1 Mayıs mücadelesini Taksim’e taşımalıdır.
Sorun basitçe bir mekan sorunu değildir; 21. yüzyıl bir kent mücadeleleri yüzyıldır. Ve büyük mücadelelerin gerçekleştiği kentler mücadele tarihi içinde direniş ve isyanla simgeleşen mekanlar, meydanlar yaratırlar. Plaza de Mayo, Tahrir, Bastil, Sintegma ve Taksim bu büyük isyan ve mücadele mekanlarının/meydanlarının bazılarıdır. İsyan ve umut bu mekanlarla bütünleşmiştir. Bu nedenle, Bahar İsyanındaki milyonlarca isyancı Taksim’i durduk yere ya da basit bir mekan inadıyla değil, isyanla, mücadeleyle bütünleştiği için talep etti.
Öte yandan, milyonlarca işçi, emekçi, genç, kadın ve diğer ezilenler daha kısa süre önce Taksim talebini haykırmışken, CHP bile sendikaların Taksim’i talep etmesi durumunda bunu kabul edeceklerini ifade etmişken, her yıl Taksim için 1 Mayıs başvurusu yapan, bunu gündemleştiren sendika bürokratlarının, bu yıl bu talebi hiç gündemleştirmeden doğrudan Kadıköy ve Kartal meydanlarını halklarımızın önüne koyması, en hafif deyişle halkın faşizme karşı isyan ateşini söndürme çabasıdır. İsyan kitlesini bölme, isyan iradesini kırma, şekilsizleştirme çabasıdır.
Devrimci sosyalistler büyük isyanı söndürmeye çalışanların manevralarını kabul etmeyecektir. İsyanın iradesi ve talebinin yanında ve içinde duracaktır. Taksim isyandır, isyan haktır, kazanacaktır.
Bahar İsyanının Ruhuyla 1 Mayıs’ta Alanlara
İstanbul’da İsyanın Talebi Taksim Meydanına
Faşizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak
